Ekonomist Dr. Bilal Bağış ile #eğitim, #gönüllülük faaliyetleri ve #STKlar üzerine söyleşimiz…

Dr. Bağış, 2017 İstanbul maratonunda Bingöllü Gençlerin Eğitimi İçin Koşuyor. Bunu fırsat bilerek, kendisiyle bir röportaj yaptık.

Dr. Bağış, İstanbul’daki Bingöllülerin derneği BinİlDer adına, Bingöllü gençlerin eğitimine destek olmak için koşuyor. Desteklerinizi, doğrudan aşağıdaki Bin-İl-Der hesabına “Bingöllü Gençlerin Eğitimi İçin Koşuyoruz” açıklaması ile yollayabilirsiniz. Kampanya ile ilgili ayrıntılar ve hesap bilgileri aşağıda.

Dr. Bağış, akademik kariyerinin, özel sektördeki danışmanlık ve tecrübelerinin dışında, son dönemde, özellikle de son 2 yıldır düzenli olarak, Darüşşafaka Toçev TEV gibi farklı kurumlar adına, yeni nesillerin eğitimi için koşuyor ve destek topluyor. Özellikle de eğitim faaliyetlerine destek toplamaya çalışıyor. Biz de kendisiyle, eğitim faaliyetlerine ilgisi, gönüllülük faaliyetleri ve STK’lar üzerine bir söyleşi yapalım istedik.

Geçen yıl da bir başka Bingöl STK’sı, Bindav adına koşmuştu. Dr. Bağış, bu vesile ile hem deşarj olduğunu, hem başkalarının hayatlarına dokunmaya çalıştığını söylüyor. Ancak, geçmişte, özellikle de muhafazakâr camianın STK’larının bu tür destek kampanyalarına mesafeli durmasını şaşırtıcı buluyor.

Değerli hocam, öncelikle bizi kırmayıp röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Rica ederim. Sizin aracılığınızla Bingöllü hemşerilerimle konuşma fırsatı sunduğunuz için ben teşekkür ediyorum.

Sizi az da olsa biz tanıyoruz. Ancak okuyucularımız için kendinizi tekrar kısaca tanıtır mısınız?

İlk hayat tecrübeleri itibariyle, tipik bir Bingöllüyüm aslında. Hayata bakışı itibariyle de, ortalama bir Anadolu insanıyım. Ortaokul yılları ve sonrası, ailem İstanbul’a taşındı ve ben de adım adım uzaklaştım Bingöl’den. Ama gelebildiğim her kısa tatilde, Bingöl’ün havası, iklimi ve doğasının ruhumuza işlediğini hissederdim.

Bingöl’den uzakta iken, Allah nasip etti, Türkiye’nin ve ABD’nin önemli üniversitelerinde eğitimimi sürdürdüm. Hem Türkiye’de hem ABD’de prestijli üniversitelerde dersler verdim, danışmanlık yaptım. Sabancı Holding’de de bir dönem, stratejik bir birimde, yönetici olarak çalıştım.

Geçen yıldan itibaren de, Kaliforniya-İstanbul-Bingöl arasında mekik dokuyarak memleketime katkıda bulunmaya çalışıyorum. Doğrusu, en çok ihtiyaç duyulan bir dönemde ilimize ve üniversiteye katkıda bulunabildiğim içim huzurluyum.

Akademisyen kimliğinizin ötesinde; farklı yönlerinizle de ön plana çıkıyorsunuz…

Üniversite yaşamı dışında, geçmişteki özel sektör tecrübesinin de üzerine koyarak; danışmanlık konusunda da yol almaya çalışıyorum.

Akademik hayatın dışında ise, son dönemde, özellikle de son 2 yıldır düzenli olarak, Darüşşafaka Toçev TEV gibi farklı kurumlar adına, yeni nesillerin eğitimi için koşuyor ve destek topluyorum. Özellikle de eğitim faaliyetlerine destek toplamaya çalışıyorum. Bu vesile ile hem deşarj oluyor, hem başkalarının hayatlarına dokunmaya çalışıyorum.

Diğer yandan, doktora dönemimden bu yana bir hayalim vardı, kendi adıma bir burs fonu kurmak. Bu da ortalamanın dışını zorlayan hayalperest yönüm. Çok şükür onu da bir ölçüde başardım ve bu yıl iki tane pırıl pırıl bölüm birinciliği de olan mezunu oldu burs fonunun. Rabbime şükrediyorum.

Hocam, bu tür kampanyalara yabancı Bingöl. Nereden çıktı koşmak? Neden Koşuyorsunuz?

Bir yerden başlamak gerekiyordu ))

Büyük resimde, eğitim, kanayan yaramız. Beşeri sermayemiz istenen seviyede değil.

Daha az eşit olanların en temel haklardan, daha fazla faydalanabilmeleri için destek olmaya çalışıyorum koşarken.

            Koşmak bu desteği sağlamanın en kestirme ve en etkin yolu. Hem bu bilinci yayma fırsatı sunuyor, hem deşarj olurken başkalarının hayatlarına katkıda bulunuyorsunuz. Eşsiz bir fırsat…

Doğulu genç kardeşlerimin çektikleri sıkıntıları, bire-bir yaşayan biri olarak, daha iyi biliyor; onları daha iyi anladığımı düşünüyorum. Dolayısıyla, üzerimizde önemli sorumluluk da var zannediyorum.

Eğitim ve Koşmak?

Toplumsal sorunlara göz yummak yerine, harekete geçmenin öneminin farkında olmak önemlidir. İçinde yaşadığınız topluma katkıda bulunmak önemli bir sorumluluktur. Sadece para ile değil, zamanınız ile de içinde yaşadığınız topluma katkıda bulunabilirsiniz. Bu bir spor dalı ile de olabilir, yeri gelir mesleğiniz ile de…

Boş vakitlerimizi, başkalarının hayatlarına dokunarak geçirmeye çalışmanın hazzı çok farklı. Başkalarının ellerinden tutmak; onlara sırt vermek için zaman bulabiliriz. Yeter ki isteyelim.

Genç arkadaşlarımızın hayallerine, umutlarına ve hayatlarına renk katmak, ışık olmak ve değer katmak için de küçük bir adımdır bu yardım koşusu kampanyası.

Tüm bunları düşünerek; bir anlamda da, kendi adıma şikâyet etmeyi bir kenara bırakıp, değişimin bir parçası olmayı deniyorum aslında. Çevremdekileri de bu harekete destek olmaya davet ediyorum.

Bu tür destek kampanyalarını farklı STK’lar aracılığı ile yapmayı da özellikle önemli buluyorum.

Neden STK’lar ile peki? Bireysel kampanyalar yetersiz mi kalıyor?

STK’lar, bireylerin tek başlarına dile getiremedikleri sorunları, bir başlarına kalkışamadıkları projeleri, üstlenemedikleri yükleri ve yükümlülükleri omuzlamak, çözüm yollarını araştırmak ve sorunları bir bütün olarak çözüme kavuşturma amacıyla yola çıkan dinamik örgütlenmelerdir. Toplumun, ailelerden biraz daha büyük bu küçük yapı taşları, kaynaşma ve dayanışma kadar; sosyal sinerjinin ve işbirliği yoluyla belli sorunların çözümü yolunda mesafe alınması için önemli bir araçtır.

STK’lar, toplumda sinerji yaratmak, sosyal sermayeyi beşeri ve fiziki sermaye ile birleştirmek için önemli fırsatlar sunar. Bununla birlikte, milletin vicdanını da temsil eder ve işbirliği, ortaklık kültürünün oturması için önemli bir misyon üstlenirler.

Köylerin, kasabaların, ilçe ve şehirlerin ve hatta ülkelerin, bilgi ve kültür birikimini bir bütün olarak yükseltme amacı güdecek her faaliyetin, sorumluluk bilinci ile üstlenilmesi STK’ların öncelikleri arasına girmelidir.

Yardım kampanyaları üzerinden, hem STK’ların bu önemine dikkat çekmeye çalışıyoruz; hem oturmuş düzenleri üzerinden daha çok ihtiyaç sahibine ulaşmak mümkün oluyor.

Kendi yoğunluklarınız dururken koşmak neden peki? Başkaları gibi tatile çıksanız; daha fazla kazanmaya çalışsanız?

Yaşamımızdaki başarılarımızda da başarısızlıklarımızda da nasibin yerini ve önemini de unutmamalı. Daha az inançlı olanlar için de bu şans faktörüdür. Bu yüzden de hem başarılarımız, hem başarısızlıklarımız tamamen bizim değildir. Bu yüzden de başkalarının hayallerinin de gerçeğe dönüşmesine katkıda bulunmak, üzerimizde önemli bir sorumluluktur.

Koşmak, hem kendinize hem içinde yaşadığınız çevreye doğrudan faydalı olmanın en kestirme yollarından biridir. Bir genç kardeşimizin, bir hemşerimizin yaşamına dokunmaya karar veren herkesi desteğe bekliyorum.

Diğer taraftan, yardım koşuları, koşmak ve daha genel anlamda da, bağış kültürünün de bu ülkede oturması gerekiyor. Gönüllülük faaliyetlerinin ve bağış kültürünün gelişmesi için bu tür çalışmalar önemli diye düşünüyorum.

Kendileri adına koşmak istediğim, katkıda bulunmak istediğim muhafazakar çevre STK’ları çoğunlukla oldukça mesafeli. Bunları da aşmak gerekiyor. Aslında, var olan sorunların, çoğumuz farkındayız. Bazen keşke düzelse de diyoruz. Ama sorun şu ki, herkes, bu sorunlara çözüm getirmek için elini taşın altına koymak istemiyor.

Zamanınızın bir kısmını, enerjinizin ve hatta paranızın bir kısmını, bir noktada artık başkalarının acılarını ve sıkıntılarını dindirmek için kullanmaya başlama ihtiyacı hissedersiniz. Koşmak bunun için bir araç.

Okuyucularımız için son sözünüz?

Genç kardeşlerime iki temel tavsiyem var: Birincisi, şartlar ne olursa olsun, ne kadar kötü görünürse görünsün asla pes etmeyin. İkincisi de, kendinizi sürekli geliştirin, fırsatlar mutlaka gelip bulacaktır sizi. Haksızlığa uğrayacaksınız bazen, yeri gelecek açık açık hakkınız yenecek, ihanete uğrayacaksınız; ama uzun vadede tüm bunların, bir incir kabuğunu doldurmadığını göreceksiniz. Geriye sizin kendinize ne kattığınız kalacak.

            Tüm okuyuculara da, sadece kendiniz için yaşamayın; başkaları için de çaba göstermeye, bir şeyler yapmaya çalışın diyorum. Sahip olduklarınızın zekâtını vermeye çalışın. Bu, yeri gelir para olur, yeri gelir mesleğiniz veya birikiminiz, bazen de zamanınız olur. İçinde yaşadığınız topluma katkıda bulunmak için fırsat çok. Yeter ki isteyelim…

Değerli hocam, çok teşekkür ederiz ilginiz ve zamanınız için…

Sizin aracılığınızla hemşerilerime ulaşma fırsatı sunduğunuz için çok teşekkür ediyorum.

Kampanya ile ilgili birkaç bilgi:

Yarış: 39. Vodafone İstanbul Maratonu

Koşucu: Dr. Bilal BAĞIŞ

Kampanya adı: Bingöllü Gençlerin Eğitimi İçin Koşuyoruz

Dernek: Bingöl İl Derneği (Bin-İl-Der) – Bağışlar, doğrudan dernek hesabına gidecek.

Hesap no: TR41 0020 6000 8602 0405 7900 01 (“Bingöllü Gençlerin Eğitimi İçin Koşuyoruz” açıklaması ile yollayabilirsiniz)

Yarış tarihi: 12/11/2017

Yer: İstanbul, Türkiye

Roportaj – Gencin Sesi Gazetesi (31 Temmuz 2017)

Kaynak: http://www.gencinsesi.com/haber/5439/dr-bagis-ile-egitim-ve-gonulluluk-faaliyetleri-uzerine-soylesi.html

Link-2: https://www.linkedin.com/pulse/dr-ba%C4%9F%C4%B1%C5%9F-ile-e%C4%9Fitim-ve-g%C3%B6n%C3%BCll%C3%BCl%C3%BCk-faaliyetleri-bilal-bagis-phd/?utm_source=share&utm_medium=member_ios&utm_campaign=share_via&fbclid=IwAR2qk77VkF53qtD0n_crGabdrPhZaGc0KDLc1K8fLEFrd9PdZ3w8pL9hu7g