Sonumuz hayrolsun…
Doktora’dan sonra, Türkiye’de ilk ders vermeye başladığım dönemler, İstanbul’daki bir ekonomi dersinde, sınıfa;
– Sizce, Türkiye’nin en temel sorunu nedir?
diye basit bir soru sormuş, tartışma ortamı oluşturmaya çalışmış ve (soruyu sorduğum mastır sınıfının hepsi piyasadan geldiği için) piyasanın gözünden cari açık, enflasyon, faiz gibi belli başlı cevaplardan birini aramıştım.
(Biraz da bu saf halimi değerlendirerek; sıkıcı ders ortamını dağıtma niyetiyle) Öğrencilerin o günkü cevabı ise, hala, bugün de kulağımda çınlanan “ahlak” idi.
Son dönemler, sosyal medya hesaplarıma daha çok akmaya başlayan mesajlar ve ilginç teklifler, bana, o günleri tekrar hatırlattı bugün.
Sosyal medya hesaplarımda bir ilişkimin olduğu yazıyor (biraz da mecbur kaldığım için paylaşmıştım); bu tür mesajlara genelde cevap da vermiyorum.
Dünya görüşüm ve yaşam tarzım, kültürel muhafazakârlığımı bilmeyen yoktur sanırım. Buna rağmen, aldığım ilginç teklifler düşündürücü.
Cevap vermeyince, tekliflerin artarak devam etmesi daha da düşündürücü.
Bunca yozlaşma ise üzücü.
Birileri sürekli bir oyunun peşinde değil ise; ve aynı kişiler çamur atmak için sürekli farklı hesaplarla, farklı sosyal medya araçları ile ortam hazırlamaya çalışmıyor ise, durum vahim.
Sonumuz hayrolsun.