Kamuoyuna adaylık duyurusu,
Neden Aday Değilim
Kıymetli dostlarım, takipçiler, hemşeri ve arkadaşlarım,
Malumunuz, bu yıl 24 Haziran’da gerçekleştirilecek 2018 yılı Milletvekilliği veya Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday değilim. Gelen yoğun sorular nedeniyle ve artık seçim arifesine girilen şu son dönemde genel bir değerlendirme ve kısa bir açıklama yapma gereği duydum.
Aday olmamamın, aşağıda sıralayacağım önemli kişisel ve profesyonel sebepleri mevcuttur. Farklı partilerden aday adaylığı başvurusunda bulunmuş tüm hemşerilerim ve dava arkadaşlarıma başarılar; etik ve ahlak kuralları çerçevesinde medeni bir siyasi rekabet süreci diliyorum.
Daha önce ilk aday olduğum 7 Haziran 2015 seçimleri dönemi ve sonrasında da, ülkenin bekası ve huzur ortamının devamı için katkıda bulunmaya devam ettim… Bu doğrultuda, sorumluluk bilinciyle ve tüm gücümle; politik istikrar, müreffeh bir ülke olma yolculuğu, kardeşlik projesinin devamı ve başarısı için çaba sarf-etmeye devam edeceğim (Bağış, 2015a; 2015b).
Akademik yoğunluklarım
Bu dönem, adaylık başvurusu yapmadım.
Mevcut durumdaki akademik yoğunluklarım, devam eden yurtdışı görevlendirmem; yurtiçi ve yurt-dışındaki planlanmış ve söz verilmiş dersler, akademik programlarım; özellikle yurtdışında ve de yurt-içinde planlanan projeler, çalıştaylar ve konferanslar; başlanan kitap ve makale projelerim nedeniyle bu olağanüstü (ya da baskın) seçimlerde adaylığım mümkün değildi. Önümüzdeki dönemler için şimdiden üstlendiğim dersler ve resmi akademik sorumluluklar böyle bir süreci mümkün kılmamaktadır.
Ancak, ülkemin geleceği için projeler geliştirme, politika üretimi ve sorunların çözümü süreçlerinde aktif katkı sunmaya devam etmeyi arzu ediyorum.
Ancak;
Bir şeyin altını, özellikle çizme gereği duyuyorum;
Tam zamanlı bir siyasetçi olmayı karakterim gereği hiçbir zaman düşünmedim, o yüzden siyasete her zaman hazır bir aday profilinden öte; ihtiyaçlara cevap verebilecek, politikalar üreterek ülkesi ve milletine faydalı olabilecek bir birey olmayı daha öncelikli bildim her zaman. Bu doğrultuda da ülkemin geleceği için tam zamanlı çalışmaya devam edeceğim.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişi, açıkça desteklemiş biri olarak (Bağış, 2017a; 2017b; 2017c; 2017d; 2017e; 2017h); o dönem sürekli dikkati çektiğim Türk tipi başkanlığın risklerine de, fırsatı bulmuşken, bugün de tekrar dikkati çekmiş olayım istiyorum.
24 Haziran’da resmen başlayacak bu yeni dönemin iyi yönetilmesini ve en büyük kazanım olacak, siyasi ve politik istikrardan; ülke olarak, maksimum faydayı sağlayabileceğimiz yeni bir dönem ve yeni bir süreç diliyorum (Bağış, 2015a; 2015b).
Altı çizilmesi gereken bir diğer önemli konu da şudur;
Türkiye’nin bugün bir takım geçici ekonomik sorunları, finansal sıkıntıları mevcuttur. Bunları kabul etmek gerekiyor. Ancak, bu ülkenin makro-finansal temelleri sağlam (Bağış, 2017f; Şimşek, 2013); buna da inanmak gerekiyor. Son dönemdeki hareketlilikler de ekonomik temellerle uyumlu değil, geçici bir çalkantı; konjonktürel ve politik bir volatilitedir. Sürecin iyi yönetilememesinin bir yan etkisidir (Bağış, 2018).
Ancak, kalıcı bir çözüm bulunamazsa, bu geçici ekonomik sorunlar ve finansal sıkıntılar, üzerimizde hep Demokles’in kılıcı gibi sallanacaktır…
Yine, unutmamak gerekiyor ki;
Yabancının gözünde biz hala Morgan Stanley’in 2013’te adını koyduğu kırılgan 5’li arasındayız, (Morgan Stanley, 2013). Önce bu kategoriden çıkmalı… Yüksek cari-açık, yüksek enflasyon, dış finansman ihtiyacı burada önemli kıstaslar… Kırılganlık, dış finansman sorunu gibi temel makro-finansal nedenlere bağlanıyor…Bu liste her yıl revize edildi… 2017’de Türkiye, hala bu 5’linin içinde.
İster dış kaynaklı, ister iç kaynaklı olsun, bir tür yeni finansal sıkışıklık ile karşı karşıyayız. Bu tür şoklara, hatta finansal taarruzlara artık daha dayanıklı bir ekonomi olmamız gerekiyor. Hele hele daha iddialı bir pozisyon almaya gönüllü olduğumuz yeni dönemde, ekonomide yeni önlemler, daha uzun vadeli tedbirler ve bazı köklü reformlar ihtiyacı daha açık olarak belirmiş durumdadır.
Geleceğe dair umutluyum…
Türkiye’nin geleceğine dair umutluyum açıkçası. Ancak, o güzel günlere yolculuğun ne kadar zaman alacağı, bunun ne ölçüde başarılacağı kısmı henüz cevap bekliyor. Türkiye’nin stratejik konumu, ekonomik potansiyeli ve tarihi misyonu yeni dönemde özellikle de ekonomi ve siyasette, politikalarını ve sorumluluklarını yeniden gözden geçirmeyi zorunlu kılmaktadır (Bağış, 2015c). Türkiye, konumu ve tarihi misyonu itibariyle, hayatta kalabilmek için hep güçlü olmak zorundadır. Son dönemde, ülke ekonomisi ile özdeşleşen ‘yapısal reform’ iradesi devam ettirilmeli, ‘kırılganlık’ faktörleri azaltılmalıdır.
3 şeye özellikle dikkati çekeceğim:
- ’si güçlü bir kurumsal altyapı (sağlam devlet geleneğinin üzerine, güven veren güçlü bir hukuk sistemi, eğitim sistemi, adil gelir ve liyakat esaslı görev dağılımı),
- ’si beşerî ve sosyal sermaye kapasitesinin geliştirilmesi ve
- ’sü stratejik konumun, coğrafi kaderin iyi değerlendirilmesi.
Bu noktada, önemli bir konuya değinmeden geçemeyeceğim. Dışarıdaki iyi yetişmiş insan gücümüzden, beşerî sermayemizden etkin olarak faydalanabilmeliyiz. Örneğin, yukarıda bahsedilen kurumsal kalitenin kitabını bir Türk vatandaşı yazmış. Şu an, dünyada en fazla atıf alan ekonomistlerden biridir kendisi.
Uyku halindeki bu potansiyelden faydalanabilmeliyiz…
Türkiye, bölgesel ve küresel meselelerde söz sahibi olmak istiyorsa; yeni dönemde politika yapıcılar, Türkiye’yi, bölgesel ve küresel meselelerde, ne söylediği önemsenen, adımları yakından takip edilen, hatta sözü dinlenen ülkelerden biri yapmak istiyorsa, para birimine de istikrar kazandırılmalıdır (Bağış, 2018).
Zayıf, güven vermeyen bir para birimi ile, küresel meselelerde söz sahibi olmuş hiçbir ülke örneği bulamazsınız. Ancak, zayıf milli paralar ve onun tetiklediği finansal problemlerin alaşağı ettiği hükümetler, ekonomiler ve liderlerin, umutlarını tükettiği milletlerin sayısı bir hayli fazladır (Bağış, 2018).
Unutmayalım…
2015 ve siyasete ilgi,
2015 Haziran ayı seçimlerinde, ciddi bir teveccühe binaen aday adaylığı başvurumu yaptım. Bir siyasetçiden öte, ülkeye birikimi ile katkıda bulunmak isteyen; ülkemize ve insanımıza vefa borcunu ödemek isteyen bir uzman, akademisyen kimliğimle ülkemin kalkınma ve muasır medeniyetler seviyesini zorlama yolculuğuna katkıda bulunmayı arzu etmiştim.
Seçimleri ve siyaseti, ülkeme ve insanımıza olan vefa borcumu ödemek için en kestirme yol olarak görüp; aday adaylığı başvurumu da o amaçla yapmıştım. Seçim süreci boyunca da, il il; ilçe, ilçe; hatta köyler boyunca gezerek hem kendimizi hem davamızı anlatmaya çalıştık.
Samimi niyetim ve arzum ülkeme ve milletimize hizmet edebilmek; ülkeme katkıda bulunabilmek idi.
Doğrusu, kendi adıma, ciddi bir kariyer riski alarak da bu işe girişmiştim.
Milletvekilliği, o dönemde nasip olmamıştı.
Ancak, akademisyen kimliğimle, politika üretimi sürecine ilgim ve uzun vadeli kalkınma ve ekonomik dönüşüm hikayesine katkıda bulunma arzum hep devam etti.
Yeni dönem ve yeni Türkiye…
24 Haziran seçimleri konusu bağlamında, bir şeyin daha altını özellikle çizme gereği duyuyorum;
Seçmenin, geleceğini teslim edeceği adayların bilgi, beceri ve donanımları önemli bir kriter olmalıdır. Özellikle de siyasal ve ekonomik sarsıntı dönemlerinde bu ehliyet konusu daha çok önem kazanmaktadır; kazanmalıdır.
Türkiye’nin, bugün, en büyük zenginliği güçlü devlet geleneği; son dönemde oturtulmaya başlanan güven ve istikrar ortamıdır. Ciddi açıklar verdiğimiz finansman konusunda, özellikle de doğrudan yabancı yatırım için, istikrarlı bir ekonomik ve politik sistem gereklidir. Türkiye, iktisadi gelişme ve şeffaflaşma alanında önemli reformlar gerçekleştirdi ancak 2000’li yıllar sonrası başlayan ciddi reform süreci hala devam ediyor ve etmelidir de.
Dünya değişiyor…
Bugün, gelinen noktada, ehliyet ve güven geçmişte hiç olmadığı kadar çok daha önemlidir…
Ülkenin bugününü ve yarınını teslim edeceğimiz adayın ve adayların, donanımlı, ehliyetli ve birikimli biri olması; siyasette, temsilci olarak seçilecek kişinin karizması kadar, donanımı ve ehliyeti de bir o kadar önemlidir.
Özellikle de ülkenin içinden geçtiği bugünkü durumda, finansal sisteme yönelik tehditlerin dozajının artmaya başladığı bu yeni dönemde, yönetme ve proje üretme kapasitesi daha yüksek; birikim ve ehliyet sahibi adayların seçimi özel önem arz-eder.
Yeni seçim döneminin, bölgemiz, ülkemiz ve insanımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Tüm aday arkadaşlarımı tekrar canı gönülden kutluyor, destekliyor; tüm hemşerilerimin aday arkadaşlarımıza aynı duygularla sahip çıkmalarını, ülkemizin geleceği; barış ve huzur ortamının tesisi adına, rica ediyorum.
Milletvekilleri adaylarından ve Cumhurbaşkanlığı adaylarından, siyasetçilerden kim seçilirse seçilsin; Türkiye’nin özellikle de son 16-17 yılda, ekonomi, kalkınma ve finansal istikrar noktasında aldığı yolun devamını diliyorum.
Eksik olduğumuz noktalar yığınla var elbette. Bu eksikliklerin de ivedilikle kapatılmasını; bu yönde ciddi bir irade ortaya koyulmasını diliyorum.
Kamuoyunun bilgisine saygı ile duyurulur,
Saygı, sevgi ve muhabbetle,
Referanslar
Bağış, B. (2015a) “İstikrara Mecburuz…” Retrieved from http://www.gencinsesi.com/kose-yazisi/262/istikrara-mecburuz.html.
Bağış, B. (2015b) “Yeni Türkiye hayalini, hep birlikte, gerçeğe dönüştürme zamanı…” Retrieved from http://www.gencinsesi.com/kose-yazisi/250/yeni-turkiye-hayalini-hep-birlikte-gercege-donusturme-zamani.html.
Bağış, B. (2015c). “Stratejik Konum’un Ekonomisi”, Retrieved from http://akademikperspektif.com/2015/01/31/stratejik-konumun-ekonomisi/ (2015, January 31).
Bağış, B. (2015c). “Stratejik Konum’un Ekonomisi”, Retrieved from http://akademikperspektif.com/2015/01/31/stratejik-konumun-ekonomisi/ (2015, January 31).
Bağış, B. (2016). “15 Temmuz Sonrası…” Retrieved from https://bilalbagis.wordpress.com/2017/03/29/15-temmuz-sonrasi/
Bağış, B. (2017a). ‘Başkanlık Sistemi’nin ekonomik anlamı -1, Retrieved from https://bilalbagis.wordpress.com/2017/03/29/baskanlik-sisteminin-ekonomik-anlami-1/
Bağış, B. (2017b). ‘Başkanlık Sistemi’nin ekonomik anlamı -2, Retrieved from https://bilalbagis.wordpress.com/2017/03/29/baskanlik-sisteminin-ekonomik-anlami-2/
Bağış, B. (2017c). ‘Başkanlık Sistemi’nin ekonomik anlamı -3, Retrieved from https://bilalbagis.wordpress.com/2017/03/29/baskanlik-sisteminin-ekonomik-anlami-3/
Bağış, B. (2017d). ‘Başkanlık Sistemi’nin ekonomik anlamı -4, Retrieved from https://bilalbagis.wordpress.com/2017/04/10/baskanlik-sisteminin-ekonomisi-4/
Bağış, B. (2017e). “Yeni Türkiye’nin kapısı aralandı…” Retrieved from https://bilalbagis.wordpress.com/2017/04/17/yeni-turkiyenin-kapisi-aralandi/
Bağış, B. (2017f). “Krizlerle Mücadele Stratejisi ve Ekonomi Politikalarında Yeni Dönem”. In Gür N., Ünay S. & Dilek Ş. (eds) AK Parti’nin 15 Yılı: Ekonomi, pp. 237-265. İstanbul: SETA. ISBN: 978-975-2459-36-6. SETA Kitapları 26.
Bagis, B. (2017g). “The July 15th Revolution from the Economics, Politics and Democracy Perspective”, ICMEB 2017, BEUN, Zonguldak, Turkey.
Bagis, B. (2017h). “An Eco-Politic Analysis of the Shift Towards an Executive Presidential System”, ICMEB 2017, BEUN, Zonguldak, Turkey.
Bağış, B. (2018). “Dövizdeki hareketlilik ile mücadelede çözüm yerli ve milli parada” Retrieved from https://ilkha.com/haber/77185/dovizdeki-hareketlilik-ile-mucadelede-cozum-yerli-ve-milli-parada.
ESAGEV, (2016). “Milli İradeye Hain Darbe Girişimi Sonrası Ekonomi Yol Haritası ve Eylem Planı Önerisi”, Retrieved from http://esagev.org/index.php/yayin/rapor/milli-iradeye-hain-darbe-girisimi-sonrasi-ekonomi-yol-haritasi-ve-eylem-plani-onerisi-esagev/.
Morgan Stanley, (2013). “Tales from the Emerging World”. Retrieved from https://www.morganstanley.com/public/Tales_from_the_Emerging_World_Fragile_Five.pdf, Erisim tarihi: 27.05.2018.
Şimşek, M. (2013). “The Wisdom of Crisis Prevention”, ProjectSyndicate, Retrieved from https://www.project-syndicate.org/commentary/macro-prudential-measures-for-crisis-prevention-in-emerging-economies-by-mehmet–im-ek?barrier=accessreg.