Sabah gazetesi versiyonu: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/perspektif/bilal-bagis/2023/11/25/2024-butcesinden-notlar

2024 yılı bütçesi (merkezi yönetim bütçesi) mecliste. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin altıncı, Türkiye Yüzyılının ilk bütçesinin meclis görüşmeleri Ekim ayında başladı. Meclis Plan ve Bütçe Komisyonundaki 1 aylık müzakerelerin ardından, Aralık ayının ilk yarısında TBMM Genel Kurulu’na sunulması bekleniyor.

Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile hazırlandığı ilan edilen bütçe, yeni dönemin iki temel ekonomi önceliği sosyal refah ve sürdürülebilir büyümeyi de odağına alıyor. Enflasyonla mücadelenin maliye tarafı ve depremin yaralarının sarılması doğal önemli öncelikler. Reel ekonomik hedefler için de net ihracatın ve sabit sermaye yatırımlarının ağırlığının artırılması diğer önemli başlıklar.

Bütçeden notlar

2024 yılı merkezi yönetim bütçesi teklifinde toplam giderlerin 11,1 trilyon TL, toplam gelirlerin ise 8,4 trilyon TL’yi bulması öngörülüyor. Bütçe gelirlerinin 2025’te 10,8 trilyon TL’ye, 2026’da ise 12,9 trilyon TL’ye ulaşması öngörülüyor. Bu verilerle de 2024’te bütçe açığının GSYH’ye oranının %6,4 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor (2,7 trilyon TL).

Ancak, yeni yıldaki bu görece yüksek bütçe açığı büyük ölçüde artan sosyal harcamalar ve deprem harcamaları kaynaklı. Nitekim, 2023 bütçe açığı da GSYH’nin %3,5’i olarak tahmin edilmiş, daha sonra deprem finansmanı harcamaları ile bu oran %5’i aşmıştı. İkiz açıkların diğer bileşeni cari açığın ise 2023’te GSYH’nın %4’üne, 2024 yılı sonunda ise %3,1’ine gerilemesi öngörülüyor.

Bütçe Dengesi ve Faiz Dışı Dengenin GSYH’ye Oranları (2009 bazlı yeni GSYH serisine göre)

Bütçedeki personel giderlerinin 2,9 trilyon TL’yi bulması bekleniyor. Personel giderleri dışında en yüksek pay ise eğitime ayrılıyor. Millî Eğitim Bakanlığı için 2024 yılında 1 trilyon 90 milyar TL (bütçe içindeki payı %14,6) bütçe ayrılırken; yükseköğretim kurumlarına da 346 milyar TL ayrılıyor.

Bu sayede, bütçeden aslan payını 1,6 trilyon TL ile toplam eğitim harcamaları alırken, deprem harcamaları için de 1 trilyon TL ek harcama (GSYH’nın %2,5’i) öngörülüyor. Faiz giderlerinin ise 2024’te 1 trilyon 254 milyar TL’yi bulması öngörülüyor. 2024 bütçesinde yatırımlara ayrılan pay da 1,6 trilyon TL (bütçenin %14,4’ü).

Öte yandan, kamunun vatandaşlar ve işletmeler lehine vazgeçtiği, bütçedeki istisna ve muafiyetler kapsamında, örneğin asgari ücret kadar gelirden alınmayan vergiler, ihracat ve üretimin teşviki veya KKM’deki vergi muafiyeti gibi nedenlerle vazgeçilen vergilerin toplamı da 2,2 trilyon TL’yi (toplam gelirlerin %26’sı) buluyor.

Rakamlardan ne anlamalıyız?

Bütçe teklifi, Orta Vadeli Program ve Kalkınma Planı gibi orta ve uzun vadeli hedefler ile uyumlu görünüyor. Yeni dönemin temel ekonomi parametreleri yatırım, istihdam, üretim ve ihracat öncelikleri ile de uyumlu. Kamu harcamalarının doğru yönetimi yoluyla, dengeli ve nitelikli bir büyüme sürecinin kazanılması amaçlanıyor.

Bütçe planı, ekonomik büyüme, daha dirençli şehirler, dirençli bir ekonomi, dirençli bir toplum hedefiyle planlanan yeni bir döneme işaret ediyor. Depremde yıkılan şehirlerin yeniden ayağa kaldırılmasının ve geleceğe yönelik risklerin azaltılmasının temel öncelikler arasında belirlendiği yeni bir dönem Türkiye’yi bekliyor. Bu kapsamda, deprem harcamaları için 2023’te 762 milyar TL, 2024’te ise toplam 1 trilyon TL harcama (GSYH’nın %2,5’i) öngörülüyor.

Büyümenin, sosyal adaletin ve finansal istikrarın doğru yönetimi, finansmanı ve regülasyonu kamu otoritesinin temel sorumlulukları arasında. Bu kapsamda da bir yandan afetlerin yaraları sarılmaya çalışılıyor; diğer yandan daha uzun vadeli olarak afetlere direnç ve kurumsal kalitenin artırılması, merkez bankasının fiyat istikrarı hedeflerinin de desteklenmesi amaçlanıyor.

Nihayetinde, makro-finansal istikrar ve kurumsal kaliteye daha fazla odaklanılması gereken yeni bir dönemdeyiz. Finansal istikrar için önem arz-eden döviz girdileri tarafında da ihracat gelirleri, 2023’ün ikinci yarısında yıllık bazda 253 milyar doları aşmış durumda. 2024 yılı için hedef ise 267 milyar dolar. Turizm gelirlerinin de 2023 sonunda 56 milyar doları, 2024’te ise 60 milyar doları bulması bekleniyor.

Planlı, programlı ve dengeli bir bütçe yönetimi, sosyal refahın sağlanması ve büyümenin sürdürülebilir kılınması açısından da elzem. Nitekim, Türkiye’de bugün, büyümenin ve kalkınmanın altyapısı büyük ölçüde hazırlandı. Yeni bir kalkınma hikayesinin temelleri sağlamlaştırıldı. 2024’te de bu hedeflerle uyumlu ve ekonomik büyümeyi destekleyen bir bütçe planlandığı söylenebilir.

AB Tanımlı Borç Stokunun GSYH’ye Oranı (%)

Yeni dönemde, bir yandan iç borçlanmanın ortalama vadesi son 2 yılda ortalama 3 yıldan 3,8 yıla yükseltilirken; diğer yandan da yep-yeni yeşil tahvil ihracı (2,5 milyar dolar) ile dış borçlanma da çeşitlendirilmekte. 2023 yılındaki dış finansman miktarı 7,5 milyar doları bulmuş durumda.

Öte yandan, BIS verilerine göre, Türkiye’de Mart 2023 itibariyle kamu borç stokunun milli gelire oranı %31,1 iken; GOÜ’lerde bu oran 67,4, gelişmiş ülkelerde ise %109,1 seviyesinde. Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı da pandeminin hemen sonrasına (2021 yılı sonu) oranla 10 puan düşerek, 2022’de %31,7 seviyesine ve 2023 yılının ikinci çeyreğinde ise %34’e geriledi. Bu başlıkta AB ortalaması ise %83,7.

Benzer şekilde, 2023’ün ilk çeyreğinde, Türkiye’de hane-halkı borcunun GSYH’ye oranı %11,4 iken, GOÜ ağırlıklı ortalaması %48,4 seviyesindedir. Reel kesim firmalarının borcunun GSYH’ye oranı da aynı dönemde %51,9 seviyesinde kalırken; söz-konusu dönemde GOÜ ağırlıklı ortalaması %111,4 idi.

Dolayısıyla Türkiye’nin tüm bu alanlarda, özellikle de borç başlıklarında pozitif anlamda ayrıştığını söylemek mümkün. Hem olası riskleri bertaraf etmek hem de kritik başlıklarda başarılı bir süreç geçirilmesi adına bu ayrışma oldukça önemli ve Türkiye’nin en önemli avantajlarından biri oldu.

Dikkate değer unsurlar

Türkiye’de yeni dönemde makro-finansal istikrar ve fiyat istikrarına daha fazla dikkat etmekte faydalar bulunmaktadır. Yeni makro-ihtiyati tedbirler ve para politikası uygulamaları ile finansal istikrarın güçlendirilmesi ve fiyat istikrarının sağlanması oldukça önemli. Bu doğrultuda da 2024’ün ikinci yarısından itibaren sürdürülebilir bir dezenflasyon sürecine geçilmesi temel amaç ve beklentidir.

Bu anlamda da mali disiplin, makro finansal ve fiyat istikrarı yeni dönemin daha fazla dikkat çeken hedefleri olarak göze çarpmaktadır. Para ve maliye politikalarının uyumlu çalışması ile şeffaf ve güvenilir bir iktisadi ortam hazırlanması, ardından adım adım (özellikle de 2024 yılının ikinci yarısından itibaren) kur ve fiyat istikrarının kalıcı hale getirilmesi hedeflenmektedir.

Hem 2023’te hem 2024’te, deprem gibi belirsizliklerin neden olduğu yüksek bütçe açıkları ve finansman ihtiyacının mali baskı oluşturması da ihtimal dahilindedir. Ancak, mümkün olduğunca, mevcut durumdaki küresel borçlanma maliyetleri ve sıkı finansman koşulları da dikkate alınarak, açıkların içeriden finanse edilmesine odaklanılmalıdır.

Türkiye’de faiz giderlerinin GSYH’ye oranı ve bütçe içindeki payları gerilerken; borçlanmanın da orta ve uzun vadede iç borçlanmaya döndürülmesinde ciddi faydalar görülmektedir. Özellikle de dış finansmanın, bunun alt başlığı olarak da kısa vadeli dış borçlanmanın, minimize edilmesi önemli bir öncelik olmalıdır. Bütçedeki faiz ödemeleri de hala önemli bir eksi puan olarak göze çarpıyor.

Ancak, yine de Türkiye olarak güçlü olduğumuz noktalar gelecek açısından oldukça umut vadediyor. Özellikle kamunun faiz giderlerinin GSYH’ye oranı 2002 yılında %14,3 iken; 2022’de bu oran %2,1’e kadar gerilemiş durumdadır. Faiz giderlerinin bütçe içindeki payı da 2002 yılındaki %43,2 seviyesinden 2022 yılında %10,6 seviyesine kadar gerilemiş durumdadır.

Dolayısıyla gerekli alanlarda doğru adımlar atıldığı takdirde yeni bütçe ile birlikte pozitif bir yılın bizi beklediğini söylemek yanlış olmaz. Örneğin, ÖTV’den 1,4 trilyon TL ve KDV’den de 2,5 trilyon TL vergi geliri beklenirken; bu sayede, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı da %52’yi aşıyor. Bu yüzden de belki de önümüzdeki dönemler, gelir dağılımı adaleti açısından, dolaylı vergilerin payının düşürülmesini de düşünmek gerekiyor.

2024 yılı bütçesi dokümanları: https://www.sbb.gov.tr/2024-yili-merkezi-yonetim-butce-kanunu-teklifi-ve-bagli-cetveller-ile-2024-yili-butce-gerekcesi/